2 Şubat 2009 Pazartesi

Kimim Lan Ben...

Sabahtan beri kim olduğumu ve neden yaşadığımı düşünüyorum. Ufacık bir hayatım var ve bu hayatın gerçek olduğundan bile emin değilim. Yani yarın başka bir şehirde uyanabilir ve kim olduğumdan habersiz bir başka hayata yönelebilirim. Belki de bunların alayı hayal, iğrenç ve özgün olmayan bir rüyadan ibaret.

Kimi zaman düşünüyorum da hayatım gerçek olamayacak kadar güzel. Tam bunu düşünürken yanımdan bir Ferrari geçiyor, bütün hevesim kaçıyor ama neyse. Gerçekten iyi yaşıyorum. Bir sürü arkadaşım var. Arada sıra hallerini hatırlarını sorabildiğim bir ailem var. Çam ağacım var mesela... Belki de mutlu olmayı bilmek etkendir bu duruma. Her şeyden mutlu oluyorum ben. Mal mıyım neyim. Hele ki son felsefemden sonra…

Kimse mükemmel değil, özellikle de sen. Ama kimse bunu bilmiyor. Yani kimse mükemmel olmadığını düşünmemiş bile. Kimsin nesin amacın ne? Bilen yok böyle şeyleri. Ama herkes şunu biliyor.

Hayat çok acımasız ve tutarsız… Aynı barda cebinde sadece bir bira alabilecek kadar parası olan adamla, bütün bara bira ısmarlayacak kadar parası olan adam oturuyor. Beraber eğleniyorlar. Zevkleri aynı. Sevdikleri hoşlandıkları kadınlar aynı belki de. Ama biri paralı biri parasız… Paralı olan gidip yazılıyor kıza. Kız kabul etsin etmesin umurunda değil. Kendinde o cesareti bulabiliyor. Ama cebinde bir biralık parası olan adam kızın yanına gidemiyor bile. Neden??? İlk düşündüğü şey acaba param yeter mi? Yani kız oldu ya kabul etti. Ona bir şeyler ısmarlayabilecek mi? Paralı eleman kızı kapar, parasız eleman da bir gün belki diye iç geçirir ve evine döner. EE hani büyük balık küçük balığı yutar mantığı?? Parasız eleman da büyük balık… o kocaman yüreğe, yeter mi küçücük beden???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder